ey can!..
biz nasıl istersek hayat bize onu sunar...


31 Ekim 2009 Cumartesi

konuşan fotoğraflar...


HAİKULAR

Hiçbirşey olmamış gibi
durur gök
o ince çizgi gidince.
***
Aysız akşamlara doğru
günboyu, öyle susarsınız.
***
Deniz de durdu:
dalgalar artık bilmiyor
nereden, o.
***
Kapanan güneşin altında
dipleri kara bulutlar;
Güz.
***
Yeni bir sayfa
ancak bir eskisi dolunca
açılır.
***
Deniz pırıltı dolu
ama içim sessiz, ıssız -
yoksun...
ORUÇ ARUOBA
SENİ SEVMEK
Seni sevmek var ya;
öyle güzel ki!
Müjdat Gezen


BENİM SEVGİM

Benim sevgim
benim seni sevişim
bu odaya sığar mı sanıyorsum?
Öyle sanıyorsan eğer
aldanıyorsun.
Çık o odadan
şehirden de çık
ülkeden,
dünyadan,
çık, çık.
Yüksel göklere
ve oradan bak sevgime.
Ta kirpiklerimde göreceksin
seni nasıl sevdiğimi
ve sırf bu nedenle
göklere
yanına geldiğimi.


Müjdat Gezen

26 Ekim 2009 Pazartesi


sevda yüklü kervanlar...

çok özel anlar vardır...hiç unutamayacağınız...

25 Ekim 2009 Pazar

Merhaba yeni gelen gün
Gökyüzünde beliren aydınlık
Denize çivit mavisi
Merhaba yaşama gücüm.

Sabahattin Kudret Aksal

uykuya dalmak değil, hayallere dalmak...


Çıtır çıtır ses çıkartarak yanan bir sobanın üzerindeki sıcacık bir çayın verdiği mutluluktan  söz etmek ne
kadar güzel!
 Hele ki bu muhabbeti çok sevdiğiniz bir dostunuzla, arkadaşınızla yapıyorsanız...
bahçesini özleyen kız


20 Ekim 2009 Salı

Mutluluğu: "Her yeni günün ışıltısını ve umut dolu yarınlarını düşleyerek, sevdiklerimizin sevgisini tanıyarak, tüm insanların sevgi ve dostluğunu hissederek attığımız her adımın, başarımıza bir armağan olarak beynimize ve yüreğimize geri dönüşümü" diye tanımlıyorum.
Yaşamı besleyen sevgimiz olduğu sürece, yağmurdan sonraki bereketli toprak kokusunu farklı bakışlarda ama yürekli, her seferinde hissedeceğimiz kesin...
 bahçesini özleyen kız

14 Ekim 2009 Çarşamba

ADIM SONBAHAR

nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar

attila ilhan

11 Ekim 2009 Pazar


adımla nasıl berabersem



hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün


hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın
karanlık boşluklarında akıp giderken zaman


adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
ve sonra her zaman her ölümlüye
aynı şartlar altında kısmet olmıyan
gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda


hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın


ATTİLA İLHAN

10 Ekim 2009 Cumartesi

Başarılı Gençler

Beethoven, ilk eserini 13 yaşında iken besteledi.

Klasik Batı müziğinin önde gelen isimlerinden Wolfgang Amadeus Mozart, konser vermeye başladığında sadece 6 yaşındaydı. "Saraydan Kız Kaçırma" adlı ünlü bestesini ise 25 yaşında tamamladı.

Makedonya Kralı Büyük İskender, Gordion Savaşı'nı kazandığında 17 yaşındaydı.

Isaac Newton, yerçekimi kanununu keşfettiği zaman 24 yaşındaydı.

Sultan İkinci Mehmet, kendisine Fatih unvanını kazandıran, yeni bir çağın başlamasına neden olan İstanbul'un keşfini gerçekleştirdiğinde 21 yaşında bulunuyordu.

9 Ekim 2009 Cuma

6 Ekim 2009 Salı


turkiyetanitim.net

İSTANBUL'U DİNLİYORUM


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
***
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
***
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
***
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
***
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
***
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
Orhan Veli Kanık
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...