ey can!..
biz nasıl istersek hayat bize onu sunar...


30 Aralık 2012 Pazar

15 Kasım 2012 Perşembe

serkant

bir şehir kalmıştı arkamda ben gidiyordum
çağırsa ah keşke diyordum annem beni 
mevsim kıştı soğuktu ellerim yoktu
özlemim içimde kor eder beni
bahçesini özleyen kız

13 Kasım 2012 Salı

vaveylâ

sonrası daha yakın hasrete bil
arasından çekip aldığın o an
en uzak mesafenin

zaman
sabırsız bir geceden geçer
öyle bilindik sabahlara benzemez sabah
buğuludur
çiçek açma vaktidir çünkü
  hazanın

18 Ekim 2012 Perşembe

Giden





Bir gecedir bütün geceler gibi
>Saçlarında,tanıdığın ellerin en ağırı
Gözlerinde maceraların en derini...
Sana anlatırlar geçenle kalandan
Bir gecedir bütün geceler gibi
Karanlıklardan,aydınlıklardan


14 Ekim 2012 Pazar

"Dance Me To The End Of Love"

  

Dance me to your beauty with a burning violin
Dance me through the panic 'til I'm gathered safely in
Lift me like an olive branch and be my homeward dove
Dance me to the end of love
Dance me to the end of love
Oh let me see your beauty when the witnesses are gone
Let me feel you moving like they do in Babylon
Show me slowly what I only know the limits of

30 Ağustos 2012 Perşembe

"Şiir, büyük zekâların rüyalardır." / Lamartine



Kadırga   

Senelerce, senelerce evveldi; 
Bir deniz ülkesinde... ve belki de 
birbirine aktardığım defterlerin hepsinde 
bu şiir vardı: 
Senelerce, senelerce evveldi; 
Biz seninle orada, o deniz ülkesinde tanıştık 

4 Ağustos 2012 Cumartesi

5 Temmuz 2012 Perşembe

ütopya!./...

                                      -bambaşka bir dünyayla başlar
                                                        bir yolculuk-
 ve eliftir 
rüyanın en güzel yeri
 okşasın kalbini çocuk
 nisanın esintisi
   desem ki 
bahar ve rüzgâr da 
olmuş yekpare

26 Haziran 2012 Salı

KÜSMEK NEDİR BİLİR MİSİN

KÜSMEK nedir bilir misin?..
Küsmek DÜRÜST' LÜKTÜR.

Çocukçadır ve ondan dolayı SAF' TIR..

YALANSIZ' DIR.

Küsmek; SENİ SEVİYORUM' dur...

Vazgeçememektir.
Beni anlatır KÜSMEK.
KIZDIM ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur.
KÜSMEK; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir.
KÜSMEK, sevdiğini SÖYLE demektir... Hadi ANLA demektir...
KÜSMEK; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır...

Yani, diyeceğim o ki:
BEN SANA KÜSTÜM !..



Nazım Hikmet

24 Haziran 2012 Pazar

YARIN
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.
Özdemir ASAF

10 Haziran 2012 Pazar

1 Haziran 2012 Cuma


ferda balkaya çetin 
29 mayıs 2012

 sen bana  destansı bir şey söyle
bitirsin çaresizliğin hüzünlerini defne dalları
 ama sen gitme!..
kendimsiz  g i d e b i l e y i m tenime dokunuşu saklayarak geceye 
 istedim ki bitsin yağmurlar

31 Mayıs 2012 Perşembe

25 Mayıs 2012 Cuma

 


Hayatın içine doğru yürüdüğünde, büyük bir uçurumun başına geleceksin. Karşıya atla! Bu uçurum sandığın kadar geniş değildir.

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Koza Kelebeği Bilmez

 Kitaptan...

* Birinin sana elini uzatması için, önce sen o insanın yüreğine dokunmalısın.

* Korkularınla yüzleşmeli, sonra onların içinden geçmelisin. Kolay olmaz, ama seni en derin benliğinin varmak istediği, açlığını çektiği o yere ulaştırır.

* Hayatta bir tek başarısızlık vardır, o da denememektir.

*Geçmiş bir mezardır, hayatını bir mezarda yaşamanın bir anlamı yok. Her son, yeni bir başlangıcın işaretidir.

22 Mayıs 2012 Salı

belki/...



  belki bir ses gelir bahar desenli bir denizden
belki bir anka kuşu  kanat çırpar tan vakti
belki bir sözcük  endamıyla düşer şiire
 ılık bir esinti  renk verir yirminci geceye
belki şölene döner bir yalnızlık 

             kederlerdoldururyüreğebirbekleyiş
            asılıkalırboşluktabirçaresizlik

koyu siyah gölgeler ya da hüzün...

burada işte
bulutlardan inmiş
göz kapakları yorgun
ıslanmış kirpikler
kara gecelerde

sönmüş ışıklar
artık zamana uymuyor saatler

cansız
kıpırtısız

daha da ötelerde mi?
yoksa ağlıyor mu sözcükler?

bahçesini özleyen kız

19 Mayıs 2012 Cumartesi



"Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar."

 

13 Mayıs 2012 Pazar

canlarım benim...


    FERDA
F eryadım içimde olmuş bir sancıyla
E sir kalmış yüreğim senin sevgine
R engi eladır derdimin:) acısıyla tatlısıyla
D erdimin zehri de sendendir devası da sendendir
A nnem benim tek mabedimdir...
(k.çetin)

 


  Anne Olmak
"Dünyada öğretilen tüm bilgilerin hiçbiri bize, bir ananın bakışının bir kelimesinin verdiği sevgiyi anlatamaz."

 "Çok özel bir an"dı anne olduğum dakikalar.
 Hiç tatmadığım,
Anlatmak için sözcüklerin yetmediği yepyeni bir duygu ile tanışmıştım.
Müthiş bir içgüdü ile sahiplendiğim çocuklarım,
Varlıklarıyla o kutsal anneliği tattırmışlardı bana.
Asıl şaşırdığım,
Sabrımın, fedakârlığımın, dayanıklılığımın sınırlarındaki inanılmaz artıştı.
Aslında hepsi,

11 Mayıs 2012 Cuma

dile gelse laleler kimbilir neler söyler
 binbir türlü rengini kendi dalında gizler
 
Sen büyüdüğün vakit çocuğum,
Yine göklerden mavi gölgeler inecek yere.
F. Hüsnü Dağlarca
 nereden tutsam dalımı bir yangın başlar
 her dokunduğum yerde bulurum kendimi
tenha vakitlerde yağar yağmurlar
saklarım gövdeme kendi elimi
bahçesini özleyen kız

bir güvercin konar bakışlarıma...


ayrılık sevdaya dahil

" ...........
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili"/ attila ilhan

7 Mayıs 2012 Pazartesi

gül/e yakın sevmeler...

 nisan

mümkündür
taşın dile gelmesi
uzun bekleyişler ardından

tanıdık bir fotoğraf yüzün
kederlerini taşır
 ve esmer suskunluğunu yılların
alnında
vakur ışıltılar

vakit ikindi

şiir gibiyim
bir şairin sevdasında saklı
ılık esintilerin gezindiği saçlarımla
giysilerim bahar

biraz çocukluk
biraz da aşktı nisan
alımlı
kırmızı bir gül kadar

geldin ya
şarkı söylüyor bir adam
masalını anlatıyor kuğulara
yüreğim yüreğinde geziniyor
parmak uçlarımda ürkek ceylanlar

vuslat!.. / zamanı ölümsüz kılan

tut ellerimi avuçlarında
 tut ve öp
öyle utangaç
öyle dilsiz
göğü çizerek bakışlarıma

ah nasıl da katılmak istemiştim sözcüklerin müziğine
biriktirdiğim  hüzünlerimle

buğular yerleşir göz pınarlarıma
suskunluğum olur suskunluğun
el sallar bir kelebeğe
çocukluğum


mayıs

bilmezsiniz yüreğimden ne kışlar geçer
o hüzünkâr gitmelerin düşerken sessizliği

ferda balkaya çetin
20 nisan 2012 


5 Nisan 2012 Perşembe

 bir küçük çocuğum 
uykuya direnen
ellerim var 
pamuk şekerden...

bahçesini özleyen kız

 

1 Nisan 2012 Pazar

sükut

 soldu renkler akşamla
gökkuşağının cazibesi
artık görünmüyor
ve bu koca şehir
öyle ıssız ki
uzaktan seyredenler
matem var diyecekler
bir kuş kanadı
bozana kadar sessizliği
ve sanki
yaşamakla ölmek arasında
sessizce
ve suskun haykırışlar
bekliyorken kapıda
tercihim olacak
sıcak bakışın

bahçesini özleyen kız

26 Mart 2012 Pazartesi

Bir Yolun Varsa Gidilecek...

Bir yolun varsa gidilecek sona bırakma. 
Bir sözün varsa dilden yüreğe hiç susma. 
Görmen gerekiyorsa birini git yanına. 
Okşaman gereken bir yürek varsa esirgeme elini. 
Hayat çok zalim. 
An gelir;
Elini,
Gözünü, 
Yolunu, 
Yüreğini alır senden. 
O zaman istesen de;
Dokunamaz,
Göremez,
Gidemez, 
Söyleyemez olursun...!
 
Can YÜCEL

25 Mart 2012 Pazar

Sevgi

 
birbirinin yüzüne bakmak değil, birlikte aynı yöne bakabilmektir.
Saint Exupery


Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.
Ralph Waldo Emerson

Acıların en acısı kendi kendimize çektirdiklerimizdir.
Sofokles

Bir kuşu dilinden hiç öpmedim
Belki bir gün öpebilirim
Belki bir gün rüzgar olurum ben de
Eserim başakların üzerinden
Kalbim bir yaz gününe karışsın isterim
Bir kuş cıvıltısında doğmak için yeniden

Ataol Behramoğlu

sabah şiiri

uyanıyor dünya
duygularım 
duru sular içinde
 bahçesini özleyen kız

5 Mart 2012 Pazartesi

ADIM SONBAHAR


nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
   
adım sonbahar                     
Attila İlhan                                   

4 Mart 2012 Pazar

SATRANÇ İNSANLAR VE HAYAT




Bir oyundur hayat.
Ustaca oynanması gereken bir zeka oyunu.
Zıtlıklarla dolu eşsiz bir serüven...
Siyahın beyazı, iyinin kötüsü, çoğun azı, sevincin hüznü...
Ve dengeler...
Korumak zorunda olduğumuz dengeler.

Tek başına oynanmaz hiç bir oyun.
Ve her oyunun bir kuralı, bir kazananı, bir de kaybedeni...

Hayatımız başarılarla, yenilgilerle, fırtınalarla doludur. Sonsuza dek sürmez fırtınalar.
Yeni başlangıçlar daima vardır. Yenilmek hayata küsmek değil, yeniden başlamak olmalı.

Hayatı en iyi yansıtan oyunlardan biridir satranç. Zorluklar, iniş ve çıkışlar, ayakta kalmak için verilen mücadeleler. Satranç gibi oynuyoruz hayatı.

Farklı insan karakterlerini çağrıştırır satranç taşları bende, hareketlerine göre.

Kale: Gururlu, sözünün eri, güvenilir, dost canlısı, çalışkan.

At: Samimi olmayan, her zaman kolay yolu seçen.

Fil: Sürekli zikzaklar çizen, istikrar sağlayamayan.

Vezir: Her ortamda işini halledebilen, fikir üreten, aklını iyi kullanan.

Piyon: Diğer insanların işlerini kolaylaştıran, fedakâr, cesur.

Şah: Sürekli temkinli hareket eden, kontrolü elinden bırakmayan, güçlü.

Toplum içinde bir yer, bir kimlik arayan insanların hayatta kalma mücadelesi, satranç oyunu.
Farklı fikirlerin, stratejilerin karşılaşması.

Satranç taşlarının birbiri ile olan ilişkisi insanların ilişkileriyle bağlantılıdır. Taşların kendi başına hareketi yeterli değildir. Bütün halinde, bir amaç doğrultusundaki hareketleri söz konusudur. İnsanlar için de böyledir.

Hayat değişmeye devam ediyor, inanılmaz bir dinamizim içinde.

Siz satrancın en çok hangi taşlarında oynuyorsunuz hayatı?

ferda balkaya çetin
06.12.2009


içindeymişik yeşilmişik sazmışık

Bazen;


Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,

Güneş kucağındadır, bilemezsin.

Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,

Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. 

Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın,

Uçar gider, koşsan da tutamazsın...!

William SHAKESPEARE

OSHO'dan...

"Mutluluk her zaman seninledir. Onun hava durumuyla hiçbir ilgisi yoktur, onun odun kesmekle hiçbir ilgisi yoktur, onun bahçede çukur kazmakla hiçbir ilgisi yoktur. Mutluluğun hiçbir şeyle alakası yoktur. O sadece senin varlığının varoluştan bir şey beklemeden, rahat, huzurlu olması halidir. Ve o mevcuttur; o gelmez ve gitmez. O her zaman tıpkı nefesin, kalp atışın, bedeninde dolaşan kan gibi oradadır."
Osho

'Her şey gelir. Sen sadece alacak kapasiteyi yaratırsın; her şey gelir... Sen sadece kapıyı açarsın. Yaşam sana gelmeye hazır. Sen o kadar çok engel koyuyorsun ki! Yaratabileceğin en büyük engel de yaşamı kovalamak. Kovalamacan ve koşuşturman yüzünden yaşam ne zaman gelip de kapını çalsa sen evde olmuyorsun...''
OSHO

 

29 Şubat 2012 Çarşamba

Haiukulardan Seçmeler


  Neler neler getiriyor
insanın aklına -
şu çiçek açan kiraz!
BAŞO


Yağışını
birlikte seyrettiğimiz kar
bu yıl gene yağdı mı?
BAŞO


Her yer öyle sessiz ki,
kayaları deliyor
ağustosböceğinin sesi
BAŞO

27 Şubat 2012 Pazartesi


... bizim çığlıklarımızdan oluşan binlerce ses ulaşır mavi gökyüzüne
sana dair tüm anılarımı hissederim iliklerime kadar
karşı konulmaz çekiciliğine dalar giderim eşsizliğinin
düşer zaman bakışlarımdan yere 

bahçesini özleyen kız


SEVGİ DURAĞI

sözverdiğimiz yerde buluştuk
sözverdiğimiz zamanda değil.
ben yirmi yıl erken gelip bekledim
sen geldin yirmi yıl geç
ben seni beklemekten yaşlıyım
sense beklettiğin için genç

Aziz Nesin

AŞK

 Gerçek aşk sevgilinin bütün kusurlarını görür ve sever...

Aşk inanmanın şiiridir. Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez. Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır. Aşk istemez, yalnız verir.
Aşk bir mücadele değil âhenktir...

Aşk bunun için ilâhidir...
Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır: Tükenmezlik...
Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır. Rakipsizdir, yenilmez...
Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir...
 
Peyami Safa

21 Şubat 2012 Salı



 Ah ceylan
Gördüğün ne
Eğildiğin sularda
Üzgün gözlerini kuşatan orman


Necati Cumalı

17 Şubat 2012 Cuma

                                                                    elele ve yanyana
                                                                    aynı göğün altında
                                                                    gözlerimiz kapalı...

14 Şubat 2012 Salı

3 Şubat 2012 Cuma



 Şimdi nasıl koysam yerine
Kırılan dalı, örselenen çiçeği
Okşasam usulca, öpsem öpsem
Bulutlarla düşlesem, kuşlarla düşünsem
Şiirle sağaltsam sayrı yüreğimi

20 Ocak 2012 Cuma

Her sevinç bir acıyı taşır yedeğinde
Onları sanki ince bir duvar ayırır
Sen ikisini de tattın, der içimdeki o ses
Ve hayat böyle, diye bağırır

Mutluluğun yüreğime sığmadığı günlerim oldu
                                                (seninle
Sanki yeni dillenen bir çocuktum
Önüme ilk çıkanı öldürmek istediğim günler de
                                                        (oldu
Dokunsalar ağlayacaktım

Hayatım uçsuz bucaksız bir karanlıkta uzuyor
Küçük bir ateşböceği gibi parlıyorsun sen
Bir yanım sevinç diyorum bir yanım acı
Seçerim birini, sen hangisini seçersen...

Ahmet Erhan
ÖTEKİ ŞİİRLER
1976-1991

17 Ocak 2012 Salı



 "Gülen insan, güzel insandır."


* Bir Çocuğun Güncesinden
Sevdakâr Çelik

Bir eşi olmalı insanın

Bir eşi olmalı insanın
Rüzgar onun kokusunu getirmeli,
Yağmur O’nun sesini.
Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği,
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan eve dönerken,
Cennetten köşe almışçasına
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı…
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın
Ben seni ölene dek seveceğim boş laf!!!
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim..


CAN YÜCEL

1 Ocak 2012 Pazar

serenad

çiçekler toplamalıyım sana kekik kokulu dağların yamacından
yıldızlara bir tebessümle selamlar gönderip gizliden
işte ellerim / çocuk ellerimden uzatıyorum mahcup bir edayla/
bağışla / neden avuçlarımda yansısı var toprağının
 / anlatamam...

kanatlarına bırakıyorum kuşların / meltemli sesini biraz da ıhlamur esintili
yavaş yavaş yol alsınlar dolunayın ışığından ki ümitler hiç tükenmesin
başım dizlerindedir bir gölge gibi süzülüp gelmişim gözpınarlarım nemlidir
bir dolu öyküsü vardır yağmurların içli yağar gecelerden
/ bakamam...

ey can!./ sen ki yediveren güller gibi açansın yüreğime / efsunundan değil mi sözlerinin
hep böyle gökkuşağından aksın renklerin tenime güneşin en sıcağından
ve en içten seslenişlerinle çağır beni uykularına okyanuslar aşıp geleyim
 sonu gelmez düşlerimle / ve bil ki -sensiz- kendime bir yer
 bulamam...
ferda balkaya çetin
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...