ey can!..
biz nasıl istersek hayat bize onu sunar...


27 Ocak 2009 Salı

ölüme çare buldum

yaşamak
iyileri ve kötüleri
ikiye bölmemektir
ölüme çare buldum
insanları sevmek
hiç ölmemektir


Hüseyin Avni Dede

25 Ocak 2009 Pazar

ESKİDENDİ ÇOK ESKİDEN

Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken...
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.

MURATHAN MUNGAN

ESKİDEN

Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı.
Bebekler bezden, silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı.
Kızlara ninelerinin, erkek
lere dedelerinin
İsimleri konulur
Saatli maarif okunurdu
Komşuda pişen, bize de düşer
Bizde pişen komşuya düşerdi
Geceler ayaz, sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu
Turşu, salça, mantı evde yapılır
Karpuz kuyuda soğutulurdu
Erik ağacının çiçeği pencere camımıza yaslanır
Güz yaprakları bahçemize düşerdi
Kardan adam yapılır, evlerde soba yakılır
Kış gece
lerinde masal anlatılırdı
Merdiven çıkılır, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi
Evler badanalı, sokaklar lambasız
Mahalleler bekçili olurdu
Ajans radyodan dinlenir
Çizgili roman okunur
Defterlere kenar süsü yapılırdı
Hayat, arkası yarın gibiydi
Kesintisizdi
Her gün yaşanacak bir şey vardı
Herkes kendi düşünü kurar
Kendi hayat
ını oynardı
Şimdi
Hayat tek perdelik bir oyun
Stand-up bir yalnızlık
gibi
Şimdi
Herkes
Yoğun
Yorgun
Ve
Tek başına


Can DÜNDAR

GÜNÜN SÖZÜ

İstediğiniz her şeyi söylemek için sadece beş dakikanız kaldığı söylense, telefon etmek istediğimiz her telefon kulübesi, karşısındakilere kendilerini sevdiklerini söyleyenlerle dolu olacaktır.

Christopher Morley

23 Ocak 2009 Cuma

sızıyla gelen...

yaşamı solurum her sabah derinliğinden / eşsiz
şiirsel bir değişim ruhumda / sessiz
arınıp bir çırpıda acılarından evrenin
büyüyen sevdamla gün be gün / gösterişsiz...

karışsam da bazen dipsiz karanlıklara binlerce sesle
sarar ay'ın pırıltısı / bir dizi yalnızlığımı / özlemle
biter ayrılıklarım aydınlık gelişinden / gece yarısı
ulaşır coşkusu kırmızı ufkundan denizin / vaktinden önce...

varsın en içlisinden yazılsın şiirlerim karışsın yağmurlara
nedir kalacak olan geriye benden sonra
usulca silecek izlerimi oysa güçlü elleriyle zaman
ya da ölümsüzleştirip taşıyacak beni en güzel baharlara...

ferda balkaya çetin

21 Ocak 2009 Çarşamba

AKROSTİŞ

"F erda senin; senin bu teceddüt, bu inkilâb..."
E bedi bir yolculuktan sesleniyor sanki bana usta şair
"R azı olur musun, taşa tutsun şu serseri?"
"D urmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır."
A nlıyorum durmak yok, çok çalışmanın zamanı şimdi...

20 Ocak 2009 Salı

Günün sözü...

Ömer Hayyam,
"Ben hayattan, ona olan hayranlığımdan başka bir şey öğrenmedim" der. Harikalar çağı olan zamanımızda, bizim mucizelere olan duyumuzu kaybetmemiz çok acı bir şey olurdu. Dimağı gençleştiren şeyler sürpriz ve sevgidir.

Harold Nicolson

ABORİJİNLERİN DUASI

Seni ayakta tutmaya yetecek denli güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni dilerim. Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek denli güneş diliyorum. Güneşi daha çok sevmene yetecek denli yağmur diliyorum.
Ruhunu canlı tutmaya yetecek denli mutluluk diliyorum.
Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılamasına yetecek denli acı diliyorum. İsteklerini tatmin etmeye yetecek denli kazanç diliyorum. Sahip olduğun her şeyi taktir etmene yetecek denli kayıp diliyorum. Son "elveda" yı atlatmana yetecek denli "Merhaba" diliyorum.

19 Ocak 2009 Pazartesi

NERGİS ÇİÇEĞİ

Gözlerinizle dinliyorsunuz siz...
Bir öykü anlatmak istiyorum bu nedenle:
Bir nergis çiçeği ölmüş. Çayırdaki çiçekler, ırmaktan birkaç damla su istemişler, ona gözyaşı dökmek için.
"Bendeki tüm su damlaları gözyaşı olsa, nergis için dökeceğim yaşlara yetmez. Onu çok severdim," demiş ırmak.
"Nergisi kim sevmezdi? O kadar güzeldi ki..." diye yanıt vermiş, çayırdaki çiçekler. "Gerçekten güzel miydi?" diye sorunca ırmak, "Senden iyi kim bilebilir bunu? Kıyında eğilip suyunda kendi güzelliğine bakardı her gün," demişler. Irmağın yanıtı şöyle olmuş:
"Onu sevmemin nedeni, bana eğilip baktığında, suyumun yansımasını görmemdi gözlerinde..."


Oscar Wilde

17 Ocak 2009 Cumartesi

SENİ SAKLAYACAĞIM

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.

Özdemir Asaf

MEVLANA'DAN...

Ne güzel şeydir,

her gün bir yerde konaklamak,

Akarsu, donma korkusundan, elbette uzak!

Dün geçti, dünün sözü de dünle geçip gitti,

Bugün, yepyeni bir söz söylemeli muhakkak!

4 Ocak 2009 Pazar

Karmaşık...Ama İnsanca...

Çıkarak yaşamın içinden,
Birbirinin içine gizlenmiş özlemin, mutluluğun imgesel buluşmasında,
Sıcacık bir dokunuşun tılsımından esinle denize, ardından okyanusa akan coşkun bir ırmak yüreğim…
Gerçeğini yansıtan bir fotoğrafın bakarken derinliğine, anlamlı bir dostluğun başlangıcına tanıklık eder gibi gözlerim. Kaygı taşımadan.
Beni ele geçiren,
İçselleştirdiğim,
Şiirsel bir yaşamın içinde zihnimde biriktirdiklerimdi,
duran bir zamanda, bilgece…
Harekete geçiriyor yapabileceklerimi bahardan kalma bir dürtüyle, bu mevsimde…
Ve bütün bir gece uykuma egemen olan düşüncelerim hoş bir zaman ritüeliyle yansıyor sözcüklerime.
Kesişen bir yaşamın ipuçlarını keşfediyorum estetik çizgilerinden,
Uzlaşarak da kendimle,
Koşulsuz sevmenin güzelliğini taşıyorum evrene,
Öğrendiklerimle…
Yazılmayı beklerken şehrin son haberleri,
Minicik ışıltılara yüklediğim anlamlar sarsıyor beni her seferinde.
Billurlaşıyor duygularım.
Büyülü bir raksa eşlik eder gibi kutsanıyor ışığından ay’ın,
Her bir notadan ayrı ayrı yükselen serenatlarla…
Yağmurda ıslanıncaya,
Karda üşüyünceye kadar dalıyorum yaşamın tam ortasına…
Duygularıma tanıdığım özgürlük, “özel olma”nın muhteşemliğini hissettirmeli insan olmama…

ferda balkaya çetin

HERKES VE BİRKAÇ KİŞİ


Yağmur Herkese Yağar
Güneş Isıtır Herkesi
Mevsimler Herkes İçindir
Yalnız Çığ Altında Kalan
Sele Kapılan Her Zaman Bir Kaç Kişi

Herkes İçindir Aşk Da Ayrılık Da
Yalnızca Birkaç Kişi Ölür Acıdan
Eskiden Ölümle Tartılırdı Ayrılık
Kiminin Hayatı Yalnızca Unutkanlıktan

Her Şey, Herkes İçin Değildir Oysa
Kimi Hiçbirşey Ögrenmez Karanlıktan
Yalnızlığı Kullanmayı Bilmez Kimi
Kimi Ayrılamaz Karanlıktan

Yağmur Herkese Yağar
Ama Çok Az İnsan Tutar Yağmurun Ellerini
Onca Şarkı Onca Film Onca Roman
Ama Sevmeye Yetmez Herkesin Kalbi

Çığ Altında Kalan Sele Kapılan
Aşktan Ve Acıdan Ölen
Birkaç Kişi Dünyayı Başka Bir Yer Yapmaya Yeter
Aslında Onların Hikayesidir Anlatılan
Diğerleri Dinler, Seyreder, Geçer Gider
Geçer Gider Herkes
Hikayelerdir Geriye Kalan.


Murathan Mungan
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...