28 Aralık 2008 Pazar
Yeni Bir Yıl Yeni Başlangıçlar Demek Biraz da...
Geride bırakırken bir 365 günü daha,
Durduğum yer,
Kendime, gerçekleştirdiklerime ve gerçekleştireceklerime baktığım yerdir.
Yeni bir yıl,
Yeni umutlar, sevinçler, mutluluklar, başarılar, dostluklar, yeni başlangıçlar demek biraz da...
Bir şiir, bir şarkı, bir masal gibi içine çeker yaşam beni hesapsızca...
İyimserliğim,
Ve
Yaşama sevincimle,
Koca bir yılın yaşanan olumsuzluklarını, sorumluluklarını da taşıyarak yüreğimde
filozofça bakabilmek evrene sonra…
Yaşamı ciddiye almanın ötesinde,
İyi bir mizah yazısı okur gibi,
Zamanın büyüleyici, renkli, üretken, coşkulu yolculuğunda sınırlarını bilmediğim bir geleceğe doğru yürürken ortak olabilmek olabildiğimce, güzelliklere… Kararlılıkla…
Biliyorum ki,
Ne kadar yakından bakarsam,
Ne kadar çok girersem yaşamın tam ortasına,
o denli uzak tutabileceğim kendimden:
Geç kalınmışlıkları,
Yapılamayanları,
Pişmanlıkları,
Ertelenenleri…
İnsanlık uğruna harcanan kısımlarıyla da
yaşanan bir ömür, yüzüme tutuyor aynasını; eleştiriyor, dinliyor, hırpalıyor, kutluyor.
Geçiyor zaman…
Bir yandan saklarken, yok ettikleriyle diğer yandan…
Hırçın bir ırmak,
Durgun bir deniz, zaman zaman…
Ama geçmeden ömrüm yaşanmadan, maviye boyamalıyım her gün yeniden gökyüzünü,
Günün ilk ışığından…
ferda balkaya çetin
27 Aralık 2008 Cumartesi
Gününüzü Ömrünüz Gibi Görün
Günlerinizi nasıl yaşarsanız, ömrünüzü de öyle geçirirsiniz. Önümüzde uzanan onca günün içinde kolayca bugünün çok önemli olmadığı düşüncesinin tuzağına düşebilirsiniz. Ancak güzel bir yaşam harika bir inci kolye gibi, iyi yaşanmış bir dizi günden ibarettir. Her günün önemi vardır ve her bir gün sonucun kalitesine katkıda bulunur. Geçmiş geride kalmıştır, gelecekse bir hayaldir, gerçekten tek sahip olduğunuz sadece bugündür. Ona akıllıca yatırım yapın.
Yaşamınız kostüm provası değildir. Kaçırılan fırsatların tekrar yakalandığı çok nadir görülür. Bugün, yaşama hevesinizi artıracağınıza ve bugünü takipeden günlerde yükümlülüklerinizi çoğaltacağınıza söz verin. Birçok kişi yaşamlarını değiştirmek için aylar, hatta yıllar gerektiğini düşünür. Saygı duyuyorum. Ancak aynı fikirde değilim. Değişim, içtenlikle daha iyi, daha tutkulu bir insan olma kararı aldığınız saniyede başlar. Aylar, yıllar süren sadece verdiğiniz kararı korumak için uygulayacağınız gayrettir ve yaşamınızı değiştirme konusunda alabileceğiniz en iyi karar günlerinizin her saniyesini doyasıya yaşamaktır.
Efsanevi golfçü Ben Hogan'ın dediği gibi:
"Yaşam yolunda ilerlerken, gülleri koklamalısınız, çünkü sadece bir tur oynama hakkınız vardır."
ROBİN SHARMA
26 Aralık 2008 Cuma
YAĞMUR

Bu yağmur, bu güzel bu serin yağmur.
Yağıyor bu sabah sanki içimde.
Dokunma gözlerim yağmur doludur,
Bulutlar içimin derinliğinde.
Çimenler ıslanır, yollar ıslanır,
Çağırır pencerem, yağmur seslenir.
Ufuklar bu beyaz renkle sislenir,
Yaşarım bir yağmur serinliğinde.
Beyaz bulutlara aşık olurum,
Geçerler üstümden bakar kalırım,
Bulutlar başımda düştür, dalarım
Dinlerim tarlama yağan yağmuru.
Oluk oluk akar, eğleşir gider,
Yapraklarla bir şey söyleşir gider.
Gider, güzel yağmur, ağlaşır gider,
Yıkayıp bırakır gönlümü duru.
Ceyhun Atuf Kansu
GÜNÜN SÖZÜ
Martin Luther King
En kıymetli hazine
Voltaire, zaman konusunu şöyle yorumluyor:
"Zaman, tasavvurumuzdaki projelerin gerçekleştirilmesi için yeterli değildir. Bekleyen biri için ondan daha yavaş, hoşlanan biri için de ondan çabuk geçen bir şey yoktur.
Büyüklüğü ile sonsuzluğa uzanır; küçüklüğü ile sonsuz parçalara bölünebilir. Herkes onu ihmal eder; herkes onun kaybolmasından üzüntü duyar. Gelecek nesillere aktarılmaya layık olmayan ne varsa, onları karanlıklara gömer ve gerçekten büyük olan hareketleri de yaşatır.
İnsanın en kıymetli hazinesi zamandır."
25 Aralık 2008 Perşembe
isimsiz
sustum
ve bir bulut
üstünde başımın
kimseler bilmeyecek
neden yağdığını yağmurların
hangi sözcük merhem olabilir ki
değişen rengine bakışlarımın
hangi mevsim yeşertmez ki sancısız
toprağından tohumları
üşür
yüreğim
düşer
yalnızlığına
coşkularının
24 Aralık 2008 Çarşamba
sonsöz
HERŞEY SENDE GİZLİ
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
CAN YÜCEL
22 Aralık 2008 Pazartesi
Still Waters kaleminden ilizyonlar...
Yolculuğa hazır mısınız?
19 Aralık 2008 Cuma
GÜNÜN SÖZÜ
Judi James
18 Aralık 2008 Perşembe
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
Ataol Behramoğlu
Mermerin içindeki heykel
Resimleri, şiirleri, mimari yapıtları ve heykelleriyle Avrupa sanatını yönlendiren ender sanatçılardan biri olan Michelangelo, bu soruyu şöyle açıklamış:
"Önümde duran kocaman mermer kütleye baktığımda taşı değil içindeki heykeli görürüm. Bütün yaptığım iş, heykeli hapsetmiş olan parçaları keskimle yontmaktan ibarettir."
17 Aralık 2008 Çarşamba
ARKADAŞ
Büyür yavaş yavaş,
Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş...
Dolduramaz boşluğunu ne ana, ne kardaş,
Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş...
Ortak olmak her sevince, her derde kedere,
Ve yürümek ömürboyu,
Beraberce el ele...
Olmasın hiç,
O ta içten gülen gözlerde yaş,
bir gün yollarımız ayrılsa bile arkadaş...
Yılmaz Güney
16 Aralık 2008 Salı
yakamozlarda saklı...
14 Aralık 2008 Pazar
13 Aralık 2008 Cumartesi
Herşey sen

Alperen Demirdöğen
SEVGİLERDE
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı
Behçet Necatigil
8 Aralık 2008 Pazartesi
Bayram Güzelliğinde Günler
Kavuşmaktır sevdiklerimize.
Kucaklamaktır birbirimizi özlemle.
Paylaşmaktır dostlukları bir fincan kahvenin muhabbetiyle.
Çocuk kalan yanımızla mutlu olabilmek, çocuk içtenliğinde gülümseyebilmektir.
Ve çocuk yüreği büyüklüğünde sevinebilmektir, insani duyguların, kültürümüzdeki zenginliklerin, toplumsal dayanışmanın öne çıktığı bayramlara.
Ta en başından başlamalı yaşamaya.
Çünkü yaşamak sevmekle başlar.Önce kendimizi, sonra insanları. Hayatımızı
güzelleştirmek adına. Çünkü içimizdeki güzelliktir bayramlar.
Sevinçtir.
İyiliktir.
Gönüller dolusu sevgidir verebileceğimiz, dostlarımıza.
Kendimizle, yaşamla barışık olmanın iç huzuruyla ulaştığımız bayramlar gönülden
gönüle akan sevgiler büyüklüğünde taşınır coşkuyla yarınlara.
Şairin yüreğinden kopup gelen dizeler kadar coşkulu.
Göç mevsimi kuşların sıralı akarken sıcak iklimlere aynı amaç uğruna kanat çırpışları
kadar coşkulu.
Aynı amaç uğruna...
Bayramlardaki mutluluğun sırrı bu galiba.
Bir bayram günü yüzünüze yansıyan ışıl ışıl sevinçler her gününüzü bir şölene çevirsin sonsuza dek...
ferda balkaya çetin
7 Aralık 2008 Pazar
6 Aralık 2008 Cumartesi
yansımalar...
yok! / bakamam...
gelip yerleşirse gözlerime ayrılığın hüznü
konuşmazsa aniden
tutkulu bir rüzgâr gibi okşayan sesin
uzak iklimlerinden haber alamam...
düşlerime uzanan bir yol / du
yıldızlardan / ayın rengiyle sana biriktirdiğim
düşerse şavkı aydınlık yüzünden yere
dayanamam...
ah... gece!
seni yaratıyor yalnızlığıma / sözcüklerinden...
geldin ve gittin gülümseyişinle
sızı olup yerleşir yüreğime yokluğun
bazen sözlerin /... ufalırım
ağlayamam...
şiirler de şarkılar da duyguluydu sen varken
coşkun bir ırmaktı yüreğim
yazmazsa kalemim / susarsa sensizliğimden
ben / ben olamam...
4 Aralık 2008 Perşembe
Engelleri kabul etmedi
Resme ilgisi ve yeteneği oldukça fazlaydı. Fakat doğuştan iki kolu da yoktu. Bu birçokları için önemli bir engel olabilirdi, ama o bunu asla kabul etmedi. Daha küçük yaşlarda ayak parmaklarıyla tuttuğu kömür parçasıyla resimler çizdi. Daha sonra Paris'e giderek resim eğitimi alan Fransız ressam Cesar Ducomet sanat dünyasına önemli eserler bırakarak tarihe geçmeyi başardı.
2 Aralık 2008 Salı
ADIM SONBAHAR
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır
oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar
ATTİLA İLHAN