ey can!..
biz nasıl istersek hayat bize onu sunar...


28 Ekim 2008 Salı

Geceye Dair...

Herkes uykudayken gecenin zifiri karanlığında, yıldızların yalnızlığına kimbilir kaç kez ortak olmuşsunuzdur yalnızlığınızla. Çünkü,
çoğu zaman
uyumaya çalışıp da
uyuyamadığımızdır gece
Oysa insana huzur veren bir sessizlik çökmüştür şehrin üstüne. Her mevsim farklı güzelliklerde batan güneşin tüm ara renklerden gri ve siyaha dönüşü, usta bir ressamın fırça darbeleri gibi özgürce yayılır gökyüzüne. Gecenin ilerleyen saatlerinde,
günün
sınır tanımaz karmaşası
gecenin
sakin ve sessiz görüntüsünde
kaybolmuştur adeta
Yanıp sönen yıldızlar kusursuz işleyen bir düzene eşlik ederken gümüş gibi parlar şehrin ışıkları geceye. Var olmanın insan olmanın muhteşemliği yansır, gecenin koynunda büyülü bir rüyayı düşleme özgürlüğünüze. Ve gecede yaşam yeniden başlar.
gözlerin görmediği
ışıl ışıl beyaz bir gece
ye, bir ışık gibi süzülürken sen "yaşamaya değer" anların farkındalığında gülümsüyorsun gözlerime. Geçip gider yüreğimden birbiri ardı sıra sevgi dolu mısralar. Zamanın eskitemediği umutlarımdan geceye doğru. Ve insanın güzelliğe olan ihtiyacı, gecenin gizemi ve ihtişamında son bulur. Yeni bir gün bitimine kadar.
Hayaller, düşünceler, sıkıntılar, sevinçler, umutlar ve gözyaşları... Sırlarıdır hepsi gecenin.
Ruha sıkıntı veren unutmak istediğimiz bir anı olsa da insanın içindedir karanlık ve aydınlıklar.

ferda balkaya çetin

NEREYE GİDERSENİZ

SİZ ORADASINIZ

Jon Kabat- Zinn

23 Ekim 2008 Perşembe

sessizlik,


sevdam



lacivert akşamlara düştü gönlüm
bir de sana
uçarak gidiyorum
güneşe doğru

bal renkli bulutları gördüm
ufkun bittiği yerde
mavi gölgelerin
sıcak sessizliğinde

yıldızlara ulaşır
duru gülüşler
zamanla yarışırken
çıplak ayaklar

ah gözlerim
görmez olmuştu renkleri
gizemli görüntüsünden
doğanın

şimdi
yağmurdan arınmış
coşkuyla dans ederken yapraklar
uykularını şiirimle süsleyeceğim

ferda balkaya çetin
günü bitirdiğinizde

uzanıp uyuyabiliyorsanız durgun sakin
dostlarınız çekip gitmiyorsa yanıbaşınızdan
bir çocuğu okşayıp sevindiriyorsanız
çiçekler sofranıza renk katıyorsa her mevsimde
bir müzik sesi sizi alıp götürüyorsa uzaklara
şiir dizeleriyle duygulanıp hüzünleniyorsanız
ve mutlu edebiliyorsanız etrafınızdakileri
sevmeye izin verdiğiniz içindir kendinize

ferda balkaya çetin

merhaba



yeni bir güne başlıyorum
sabahın ilk saatlerinde
içimdeki sevinci
akıp giden zamanın ritmiyle
bir coşkuya dönüştürüyorum
yaşıyor olmanın büyüsüyle
her mevsim çiçek açan dünyamda
kalbimin derinliklerinden kopup gelen
tutkularıma kucak açıyorum
yaşamın içinde yarını özlüyorum
mucizeleriyle
geride bırakıp tüm olumsuzlukları
karışıyorum
bir su damlası olup
okyanuslara


bahçesini özleyen kız

çiçek bahçemi özledim
aralarına dalmak koklamak geçti içimden
yokluğumda bükük gördüm boyunlarını
sebebinden utandım

kırlarda dolaşmayı özledim
özgürce şarkılar söyleyerek kuşlara
kırların sessizliğinde
neşemden utandım

ankara'nın simidini özledim
vitrinleri seyre dalarak
köşe başında perişan bir çocuk görünce
tokluğumdan utandım

eğlenmeyi özledim
loş ışıklarda dans etmeyi sabaha dek
suskun masalardaki hüznü görünce
mutluluğumdan utandım

hayvanları özledim
dokunamasam bile zararsızlıklarını
zehirli et yiyen sokak köpeğini görünce
insanlığımdan utandım

benliğimi özledim
acımasız zamanın değişime uğrattığı
yapayalnızken aynaya baktığımda
kendimden utandım



ferda balkaya çetin
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...