acemisi olduğum bir kentin,
sokaklarına vurdum kendimi.
dostlar çiçekler bırakmış meğer
geçtiğim yollara.
gelincikler belki uykudadır, /
tutup ben de
manolyalı nergis kokuları getirdim
evden.
ışıltılı gözlerle karşılaşıyorum
her çeşmenin başında /
izin verin;
maşrapalarınıza güneşler doldurmalıyım,
yürekten...
çıkınımda tebessümler var üstelik /
gitmeyin,
bekleyin;
her tebessüme,
bin tebessüm ikram etmeliyim
vakit varken...
selamlar veriyorsunuz
gelip geçerken;
teklifsizce
selamınız başım gözüm üstüne/
görmemek çelebiliğinizi
zaten kusur sayılır.
ey bu kentin;
en tenha,
en bilge,
en güzel insan(lar)ı /
bir selamınıza,
bin selam benden...
susuz
ve uykusuz
ve yorgun olabilirsiniz
bir bilinmedik zamanda /
aldırmayınız efendim.!.
biliyorum, iyimsersiniz siz
oturup anlaşalım öyleyse /
tebessümler senden olsun efendim,
defne dalları benden...
Sevdakâr Çelik