Onun beş yüz yıllık geçmişinde özerkliğini
koruyarak mutasyona uğramadan yaşamla sanat arasındaki ilişkiyi paradokslarla
güçlendirmesi,
Haiku’nun
altında felsefe yatar düşüncesini
destekliyor bir bakıma.
Öğretici.
Şaşırtıcı.
Zihin açıcı.
Sanatın estetikliğini yansıtıyor.
En basit tanımı ile üç mısralık bir şiir,
Haiku. Şiir özelliklerini taşıyan bir düz yazı.
“An”
larda yakalanan yepyeni enstantanelerin keşfini çoğaltıyor; algılayarak, yorum
yapmadan.
Ruhuna ters düşen uzun cümlelerden ve
gösterişten uzak.
Doğayı, mevsimsel ögeleri, anlık bir duyguyu
öylesine güçlü betimliyor ki,
Okyanusları aşıp başka dünyalara yelken
açabiliyor insan.
Doğayla kurulan yalın ilişki fırça
darbeleriyle başlayıp sona doğru kalemle devam ederken dil ustaca damıtılıyor
ve benzersiz bir şiire dönüşüyor, tek nefeste söylenen.
Haiku’nun beni cezbetmesi, neşeli ve
nükteli ruh halinin, içerdiği derin özle birleşerek bilgeliği temsil etmesinden
biraz da…
Düşündürüyor.
Üç dizede özgürce gezinen dizeler, sesin
ahengini büyük bir özenle fısıldıyor,
Şairin dünyaya anlam katan estetik,
felsefik, fark ettirici bakışlarından...
Yüksek düşünce gücümüzü tetikleyerek dahası
zorlayarak bambaşka bir ufka doğru yol alır gibi -içsel ve dışsal – yol alıyor insan adeta.
Haiku’yu başlatan Basho’nun ünlü Haiku’ sunu
okurken,
“An” ın öncesi ve sonrası tek solukta
birleşir ve hareketli bir “an” ın
resmedildiğini hisseder insan;
eski havuz ya
kurbağa atlayıverir-
suyun sesi
Nükteyle çıkar ayrıntılar karşımıza.
Orhan Veli’nin;
“ Gemliğe doğru
denizi
göreceksin
sakın
şaşırma
“ dizelerinde, Gemliğe doğru yol alınması
gerektiğinin altı çiziliyordu kendiliğinden, “an” ı hissetmek için…
Haiku’nun Nobeli sayılan 10. Mainichi Haiku
Yarışması’ nda Yelda Karataş’a büyük
ödülü kazandıran Haiku’sunun ise bize içsel ve dışsal yolculuklar yaptırması kaçınılmaz gibi görünüyor;
ölüme ne kadar yakın
unutulmaz çocukluğumun
ağır çiçekli ıhlamur ağacı
Belli ki, Haiku bizden metaforlara hiç yaklaşmadan
somut ve resimsel bir dil ile gelişmiş bir algı biçimi istiyor.
Doğayla uyumlu ve olabildiğince yalın.
Haiku’nun kendi geleneksel değerleri
içerisinde benimsenmesi, başka dünyalara taşınması ve modern şiirde yerini
alması ilgi çekici geliyor mu size de?
İçimizden geçen sıradan şeyleri sıradan bir
biçimde dile getirmenin zorluğunda ve Haiku dışında hiçbir kalıba bu denli
bütünsel sığamayacağını görmek, yanıt olabilir belki sorulara.
Ve iyi bir Haiku yazabilmek için daha çok
uzun yıllara gereksinimim olduğunun bilincinde,
“Şiir disiplin mi gerektiriyor biraz da?” sorusunu sormadan edemiyorum kendime...
***
yıldızlar kayıyor
ve bir çocuk
gökyüzünü boyuyor gözleriyle / Smiljka Gagic
Ferda Balkaya Çetin