ey can!..
biz nasıl istersek hayat bize onu sunar...


30 Mayıs 2009 Cumartesi

efsunlu düşünceler

gecenin ortasında bölünüyor uyku
çığlık çığlığa
uyanır gibi/ taşın soğuk renginde/titriyor



ay/ı çevreleyen rotasız duygular/tarumar
dalgın parmaklarında rüzgârın/ bir kent/üşüyor


soyut kavramındayken umarsız bir sessizlik
dokunmak istiyor varlığına
ışıyan bir güç ellerim
öyle ki
gökyüzü ayaklarıma seriliyor


evreni dengede tutan yasayla başlıyor
sonsuz sarılışım ve hayranlığım
özüne
destansı yaşamanın
ötesinden gülümsüyor olmalısın/ tarihin
iz bıraktığı yerden
bilmelisin
varlığından/bir kent kutsanıyor


yeniden başlamalı en iyisi
çok yükseklerden süzülürken bir yaprağa yağmurun bereketi
şimdi kuşlar da serenatta
kalbim dinleniyor
bahçesini özleyen kız

28 Mayıs 2009 Perşembe

B E K L E M E K
Bazen beklemektir sevmek
Ne kadar bekleyeceğini bilmeden
Bazen fedakârlıktır sevmek
Sende olanı bile verebilmek
Bazen yalnızlıktır sevmek
Issız yollarda tek başına yürüyebilmek
Bazen affetmektir sevmek
Anne şefkati taşımak yüreğinde
Bazen ağlamaktır sevmek
Kimseye göstermeden gözyaşlarını
Bazen yeniden doğmaktır sevmek
Tertemiz, günahsız, çırılçıplak
Bazen özlemektir sevmek
Akreple yelkovana düşman olurcasına

Bazen yorulmaktır sevmek

Kan ter içinde peşinde koşarcasına

Ve korumaktır sevmek
Arkasında dimdik durabilmek

www.herice.com

24 Mayıs 2009 Pazar

Filozof Epiktetos

"Başarı bir seyahattir, hedef değil.
Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, sonunda değil. Zira yolun sonunda olsa, ona varıldığında yol bitmiş ve vakit de geçmiş olurdu.
Mutlu olmanın zamanı ise, bugündür, yarın değil.
Akıllı insan odur ki, sahip olmadığı şeyler için üzülmez.
Sahip olduğu şeylerin ise değerini bilir, sevinir."

19 Mayıs 2009 Salı

11 Mayıs 2009 Pazartesi

böylesine alışmışken sıcaklığına
dokunuşlarınla büyümüşken böylesine
n'olur
girme karanlıklar içerisine...
bahçesini özleyen kız

10 Mayıs 2009 Pazar

BİR MELEK Mİ ARIYORSUNUZ?


kollarında huzur bulup
sonsuz bir güvenle
uyuduğum
yorulduğumda
başımı dizlerine koyup
dinlendiğim
şefkatine sığındığım
yalnızlığımda
özlemlerimle
canım annem
BENİM ANNEM BİR MELEK
bahçesini özleyen kız

ÖZLEMEK


Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.
Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi...
Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor...
.
Ahmet Altan

.

7 Mayıs 2009 Perşembe

düşünce

uykuyu düşüncelere bölen düşünce
taşır izlerini hâlâ
bir güzel düşünceye karşı
hüzünlenince
böler bedenleri bin parçaya
yosunları bilinmeyen bir denizden
ay ışır
binlerce kez
gel-git / lerle
dinmez mahcubiyeti / dalgaların
yağmurlar karışırken gövdesine
bahçesini özleyen kız

5 Mayıs 2009 Salı

ŞİMDİ İSTANBUL'DA OLMAK VARDI...



Yarısı ufukta saklı duran, bembeyaz köpüklü dalgalarıyla masmavi denizim benim!
Sana geldim yine.
Sarının, kırmızının, morun ahenginde güneşin sende
kayboluşunu izlemeye...
İşte tam bu mevsimde.

Martıların kanat süzüşlerindeki zarafet kadar güzellik, sevinç, coşku var yüreğimde.


lacivert akşamlara düştü gönlüm / bir de sana / uçarak gidiyorum güneşe doğru / bal renkli bulutları gördüm / ufkun bittiği yerde / mavi gölgelerin sıcak sessizliğinde...

diye başlayan "sevdam" adlı şiirimin dizeleriyle hüzünlenirken ruhuma şarkı söyleten baharın ılık nefesini hissediyorum tenimde.


Kendimle başbaşayım, kendim oluyorum, gülümsüyorum, selamlıyorum konuk olduğum şehrin insanlarını. Seviyorum yalnızlığımı.

Şeffaf bir tül gibi gökyüzünü saran sislerle efsunlaşan minareleri seyrediyorum. Toprağın uyanışına, martıların, bulutların süzülüşüne tanık oluyorum. Ayaklarım
basmıyor yere. Hayal gücümün ötesinde olan bu şehirde kaybolmak istiyorum.
Bir fotoğraf gibi duruyor zaman.
Güzelliklerin beni içine çekmesine izin veriyorum. Güneş ısıtıyor evreni,
nefes alıyorum, yaşıyorum.
Bir insanın gönlüne daha girmek istiyorum.

* * *
Bize sunulan sayısız armağanları, o küçücük anlardaki saklı mutlulukları çıkarıp kucaklamak, hayatımızın her anını yaşanmış fotoğraflarla güzelleştirmek için yeterince zamanımız var mı sizce?
Hiçbir şey kendiliğinden gerçekleşmez unutmayın.




bahçesini özleyen kız
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...