30 Aralık 2012 Pazar
24 Kasım 2012 Cumartesi
15 Kasım 2012 Perşembe
serkant
bir şehir kalmıştı arkamda ben gidiyordum
çağırsa ah keşke diyordum annem beni
mevsim kıştı soğuktu ellerim yoktu
özlemim içimde kor eder beni
bahçesini özleyen kız
bahçesini özleyen kız
13 Kasım 2012 Salı
18 Ekim 2012 Perşembe
14 Ekim 2012 Pazar
"Dance Me To The End Of Love"
Dance me to your beauty with a burning violin
Dance me through the panic 'til I'm gathered safely in
Lift me like an olive branch and be my homeward dove
Dance me to the end of love
Dance me to the end of love
Oh let me see your beauty when the witnesses are gone
Let me feel you moving like they do in Babylon
Show me slowly what I only know the limits of
30 Ağustos 2012 Perşembe
"Şiir, büyük zekâların rüyalardır." / Lamartine
Kadırga
Senelerce, senelerce evveldi;
Bir deniz ülkesinde... ve belki de
birbirine aktardığım defterlerin hepsinde
bu şiir vardı:
Senelerce, senelerce evveldi;
Biz seninle orada, o deniz ülkesinde tanıştık
29 Ağustos 2012 Çarşamba
4 Ağustos 2012 Cumartesi
5 Temmuz 2012 Perşembe
ütopya!./...
-bambaşka bir dünyayla başlar
bir yolculuk-
ve eliftir
rüyanın en güzel yeri
okşasın kalbini çocuk
nisanın esintisi
desem ki
bahar ve rüzgâr da
olmuş yekpare
28 Haziran 2012 Perşembe
26 Haziran 2012 Salı
KÜSMEK NEDİR BİLİR MİSİN
Küsmek DÜRÜST' LÜKTÜR.
Çocukçadır ve ondan dolayı SAF' TIR..
YALANSIZ' DIR.
Küsmek; SENİ SEVİYORUM' dur...
Vazgeçememektir.
Beni anlatır KÜSMEK.
KIZDIM ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur.
KÜSMEK; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir.
KÜSMEK, sevdiğini SÖYLE demektir... Hadi ANLA demektir...
KÜSMEK; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır...
Yani, diyeceğim o ki:
BEN SANA KÜSTÜM !..
Nazım Hikmet
24 Haziran 2012 Pazar
YARIN
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.
Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.
Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.
Özdemir
ASAF
1 Haziran 2012 Cuma
25 Mayıs 2012 Cuma
23 Mayıs 2012 Çarşamba
Koza Kelebeği Bilmez
Kitaptan...
* Birinin sana elini uzatması için, önce sen o insanın yüreğine dokunmalısın.
* Korkularınla yüzleşmeli, sonra onların içinden geçmelisin. Kolay olmaz, ama seni en derin benliğinin varmak istediği, açlığını çektiği o yere ulaştırır.
* Hayatta bir tek başarısızlık vardır, o da denememektir.
*Geçmiş bir mezardır, hayatını bir mezarda yaşamanın bir anlamı yok. Her son, yeni bir başlangıcın işaretidir.

* Korkularınla yüzleşmeli, sonra onların içinden geçmelisin. Kolay olmaz, ama seni en derin benliğinin varmak istediği, açlığını çektiği o yere ulaştırır.
* Hayatta bir tek başarısızlık vardır, o da denememektir.
*Geçmiş bir mezardır, hayatını bir mezarda yaşamanın bir anlamı yok. Her son, yeni bir başlangıcın işaretidir.
22 Mayıs 2012 Salı
koyu siyah gölgeler ya da hüzün...
19 Mayıs 2012 Cumartesi
13 Mayıs 2012 Pazar
canlarım benim...

F eryadım içimde olmuş bir sancıyla
E sir kalmış yüreğim senin sevgine
R engi eladır derdimin:) acısıyla tatlısıyla
D erdimin zehri de sendendir devası da sendendir
A nnem benim tek mabedimdir...(k.çetin)


Anne Olmak
"Dünyada öğretilen tüm bilgilerin hiçbiri bize, bir ananın bakışının bir kelimesinin verdiği sevgiyi anlatamaz."
"Çok özel bir an"dı anne olduğum dakikalar.
Hiç tatmadığım,
Anlatmak için sözcüklerin yetmediği yepyeni bir duygu ile tanışmıştım.
Müthiş bir içgüdü ile sahiplendiğim çocuklarım,
Varlıklarıyla o kutsal anneliği tattırmışlardı bana.
Asıl şaşırdığım,
Sabrımın, fedakârlığımın, dayanıklılığımın sınırlarındaki inanılmaz artıştı.
Aslında hepsi,
11 Mayıs 2012 Cuma
ayrılık sevdaya dahil
" ...........
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili"/ attila ilhan
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili"/ attila ilhan
7 Mayıs 2012 Pazartesi
gül/e yakın sevmeler...
nisan
mümkündür
taşın dile gelmesi
uzun bekleyişler
ardından
kederlerini taşır
ve esmer suskunluğunu
yılların
alnında
vakur ışıltılar
vakit ikindi
şiir gibiyim
bir şairin sevdasında saklı
ılık esintilerin gezindiği saçlarımla
giysilerim bahar
biraz çocukluk
biraz da aşktı nisan
alımlı
kırmızı bir gül kadar
geldin ya
şarkı söylüyor bir adam
masalını anlatıyor kuğulara
yüreğim yüreğinde geziniyor
parmak uçlarımda ürkek ceylanlar
vuslat!.. / zamanı
ölümsüz kılan
tut ellerimi avuçlarında
tut ve öp
öyle utangaç
öyle dilsiz
göğü çizerek bakışlarıma
ah nasıl da katılmak istemiştim sözcüklerin müziğine
biriktirdiğim hüzünlerimle
buğular yerleşir göz pınarlarıma
suskunluğum olur suskunluğun
el sallar bir kelebeğe
çocukluğum
mayıs
bilmezsiniz yüreğimden ne kışlar geçer
o hüzünkâr gitmelerin düşerken sessizliği
ferda balkaya çetin
20 nisan 2012
1 Nisan 2012 Pazar
sükut
soldu renkler akşamla
gökkuşağının cazibesi
artık görünmüyor
ve bu koca şehir
öyle ıssız ki
uzaktan seyredenler
matem var diyecekler
bir kuş kanadı
bozana kadar sessizliği
ve sanki
yaşamakla ölmek arasında
sessizce
ve suskun haykırışlar
bekliyorken kapıda
tercihim olacak
sıcak bakışın
bahçesini özleyen kız
gökkuşağının cazibesi
artık görünmüyor
ve bu koca şehir
öyle ıssız ki
uzaktan seyredenler
matem var diyecekler
bir kuş kanadı
bozana kadar sessizliği
ve sanki
yaşamakla ölmek arasında
sessizce
ve suskun haykırışlar
bekliyorken kapıda
tercihim olacak
sıcak bakışın
bahçesini özleyen kız
26 Mart 2012 Pazartesi
Bir Yolun Varsa Gidilecek...
Bir yolun varsa gidilecek sona bırakma.
Bir sözün varsa dilden yüreğe hiç susma.
Görmen gerekiyorsa birini git yanına.
Okşaman gereken bir yürek varsa esirgeme elini.
Hayat çok zalim.
An gelir;
Elini,
Gözünü,
Yolunu,
Yüreğini alır senden.
O zaman istesen de;
Dokunamaz,
Göremez,
Gidemez,
Söyleyemez olursun...!
Can YÜCEL
25 Mart 2012 Pazar
19 Mart 2012 Pazartesi
5 Mart 2012 Pazartesi
ADIM SONBAHAR
4 Mart 2012 Pazar
SATRANÇ İNSANLAR VE HAYAT
Bir oyundur hayat.
Ustaca oynanması gereken bir zeka oyunu.
Zıtlıklarla dolu eşsiz bir serüven...
Siyahın beyazı, iyinin kötüsü, çoğun azı, sevincin hüznü...
Ve dengeler...
Korumak zorunda olduğumuz dengeler.
Tek başına oynanmaz hiç bir oyun.
Ve her oyunun bir kuralı, bir kazananı, bir de kaybedeni...
Hayatımız başarılarla, yenilgilerle, fırtınalarla doludur. Sonsuza dek sürmez fırtınalar.
Yeni başlangıçlar daima vardır. Yenilmek hayata küsmek değil, yeniden başlamak olmalı.
Hayatı en iyi yansıtan oyunlardan biridir satranç. Zorluklar, iniş ve çıkışlar, ayakta kalmak için verilen mücadeleler. Satranç gibi oynuyoruz hayatı.
Farklı insan karakterlerini çağrıştırır satranç taşları bende, hareketlerine göre.
Kale: Gururlu, sözünün eri, güvenilir, dost canlısı, çalışkan.
At: Samimi olmayan, her zaman kolay yolu seçen.
Fil: Sürekli zikzaklar çizen, istikrar sağlayamayan.
Vezir: Her ortamda işini halledebilen, fikir üreten, aklını iyi kullanan.
Piyon: Diğer insanların işlerini kolaylaştıran, fedakâr, cesur.
Şah: Sürekli temkinli hareket eden, kontrolü elinden bırakmayan, güçlü.
Toplum içinde bir yer, bir kimlik arayan insanların hayatta kalma mücadelesi, satranç oyunu.
Farklı fikirlerin, stratejilerin karşılaşması.
Satranç taşlarının birbiri ile olan ilişkisi insanların ilişkileriyle bağlantılıdır. Taşların kendi başına hareketi yeterli değildir. Bütün halinde, bir amaç doğrultusundaki hareketleri söz konusudur. İnsanlar için de böyledir.
Hayat değişmeye devam ediyor, inanılmaz bir dinamizim içinde.
Siz satrancın en çok hangi taşlarında oynuyorsunuz hayatı?
ferda balkaya çetin
Bazen;
OSHO'dan...
"Mutluluk her zaman seninledir. Onun hava durumuyla hiçbir ilgisi yoktur, onun odun kesmekle hiçbir ilgisi yoktur, onun bahçede çukur kazmakla hiçbir ilgisi yoktur. Mutluluğun hiçbir şeyle alakası yoktur. O sadece senin varlığının varoluştan bir şey beklemeden, rahat, huzurlu olması halidir. Ve o mevcuttur; o gelmez ve gitmez. O her zaman tıpkı nefesin, kalp atışın, bedeninde dolaşan kan gibi oradadır."
Osho
'Her şey gelir. Sen sadece alacak kapasiteyi yaratırsın; her şey gelir... Sen sadece kapıyı açarsın. Yaşam sana gelmeye hazır. Sen o kadar çok engel koyuyorsun ki! Yaratabileceğin en büyük engel de yaşamı kovalamak. Kovalamacan ve koşuşturman yüzünden yaşam ne zaman gelip de kapını çalsa sen evde olmuyorsun...''
OSHO
29 Şubat 2012 Çarşamba
Haiukulardan Seçmeler
Neler neler getiriyor
insanın aklına -
şu çiçek açan kiraz!
BAŞO
Yağışını
birlikte seyrettiğimiz kar
bu yıl gene yağdı mı?
BAŞO
Her yer öyle sessiz ki,
kayaları deliyor
ağustosböceğinin sesi
BAŞO
27 Şubat 2012 Pazartesi
SEVGİ DURAĞI
sözverdiğimiz yerde buluştuk
sözverdiğimiz zamanda değil.
ben yirmi yıl erken gelip bekledim
sen geldin yirmi yıl geç
ben seni beklemekten yaşlıyım
sense beklettiğin için genç
Aziz Nesin
sözverdiğimiz zamanda değil.
ben yirmi yıl erken gelip bekledim
sen geldin yirmi yıl geç
ben seni beklemekten yaşlıyım
sense beklettiğin için genç
Aziz Nesin
AŞK
Gerçek aşk sevgilinin bütün kusurlarını görür ve sever...
Aşk inanmanın şiiridir. Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez. Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır. Aşk istemez, yalnız verir.
Aşk bir mücadele değil âhenktir...
Aşk bunun için ilâhidir...
Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır: Tükenmezlik...
Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır. Rakipsizdir, yenilmez...
Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir...
Aşk bir mücadele değil âhenktir...
Aşk bunun için ilâhidir...
Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır: Tükenmezlik...
Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır. Rakipsizdir, yenilmez...
Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir...
Peyami Safa
21 Şubat 2012 Salı
19 Şubat 2012 Pazar
3 Şubat 2012 Cuma
22 Ocak 2012 Pazar
20 Ocak 2012 Cuma
Her sevinç bir acıyı taşır yedeğinde
Onları sanki ince bir duvar ayırır
Sen ikisini de tattın, der içimdeki o ses
Ve hayat böyle, diye bağırır
Mutluluğun yüreğime sığmadığı günlerim oldu
(seninle
Sanki yeni dillenen bir çocuktum
Önüme ilk çıkanı öldürmek istediğim günler de
(oldu
Dokunsalar ağlayacaktım
Hayatım uçsuz bucaksız bir karanlıkta uzuyor
Küçük bir ateşböceği gibi parlıyorsun sen
Bir yanım sevinç diyorum bir yanım acı
Seçerim birini, sen hangisini seçersen...
Ahmet Erhan
ÖTEKİ ŞİİRLER
1976-1991
Onları sanki ince bir duvar ayırır
Sen ikisini de tattın, der içimdeki o ses
Ve hayat böyle, diye bağırır
Mutluluğun yüreğime sığmadığı günlerim oldu
(seninle
Sanki yeni dillenen bir çocuktum
Önüme ilk çıkanı öldürmek istediğim günler de
(oldu
Dokunsalar ağlayacaktım
Hayatım uçsuz bucaksız bir karanlıkta uzuyor
Küçük bir ateşböceği gibi parlıyorsun sen
Bir yanım sevinç diyorum bir yanım acı
Seçerim birini, sen hangisini seçersen...
Ahmet Erhan
ÖTEKİ ŞİİRLER
1976-1991
17 Ocak 2012 Salı
Bir eşi olmalı insanın
Bir eşi olmalı insanın
Rüzgar onun kokusunu getirmeli,
Yağmur O’nun sesini.
Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği,
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan eve dönerken,
Cennetten köşe almışçasına
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı…
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın
Ben seni ölene dek seveceğim boş laf!!!
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim..
CAN YÜCEL
Rüzgar onun kokusunu getirmeli,
Yağmur O’nun sesini.
Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği,
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan eve dönerken,
Cennetten köşe almışçasına
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı…
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın
Ben seni ölene dek seveceğim boş laf!!!
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim..
CAN YÜCEL
10 Ocak 2012 Salı
1 Ocak 2012 Pazar
serenad
çiçekler toplamalıyım sana kekik kokulu dağların yamacından
yıldızlara bir tebessümle selamlar gönderip gizliden
işte ellerim / çocuk ellerimden uzatıyorum mahcup bir edayla/
bağışla / neden avuçlarımda yansısı var toprağının
/ anlatamam...
kanatlarına bırakıyorum kuşların / meltemli sesini biraz da ıhlamur esintili
yavaş yavaş yol alsınlar dolunayın ışığından ki ümitler hiç tükenmesin
başım dizlerindedir bir gölge gibi süzülüp gelmişim gözpınarlarım nemlidir
bir dolu öyküsü vardır yağmurların içli yağar gecelerden
/ bakamam...
ey can!./ sen ki yediveren güller gibi açansın yüreğime / efsunundan değil mi sözlerinin
hep böyle gökkuşağından aksın renklerin tenime güneşin en sıcağından
ve en içten seslenişlerinle çağır beni uykularına okyanuslar aşıp geleyim
sonu gelmez düşlerimle / ve bil ki -sensiz- kendime bir yer
bulamam...
ferda balkaya çetin
yıldızlara bir tebessümle selamlar gönderip gizliden
işte ellerim / çocuk ellerimden uzatıyorum mahcup bir edayla/
bağışla / neden avuçlarımda yansısı var toprağının
/ anlatamam...
kanatlarına bırakıyorum kuşların / meltemli sesini biraz da ıhlamur esintili
yavaş yavaş yol alsınlar dolunayın ışığından ki ümitler hiç tükenmesin
başım dizlerindedir bir gölge gibi süzülüp gelmişim gözpınarlarım nemlidir
bir dolu öyküsü vardır yağmurların içli yağar gecelerden
/ bakamam...
ey can!./ sen ki yediveren güller gibi açansın yüreğime / efsunundan değil mi sözlerinin
hep böyle gökkuşağından aksın renklerin tenime güneşin en sıcağından
ve en içten seslenişlerinle çağır beni uykularına okyanuslar aşıp geleyim
sonu gelmez düşlerimle / ve bil ki -sensiz- kendime bir yer
bulamam...
ferda balkaya çetin
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)